23 Ağustos 2009 Pazar

Sahipsiz Çocuklar

http://www.manisahurisik.com/artikel.php?artikel_id=1076

Sahipsiz Çocuklar

Ne yazık ki toplumumuzda çocuklarımız çok yalnızlar. Poliklinik yaptığım günlerden birinde satanist bir gruba giren bir kız çocuğu yanıma geldi. 16 yaşındaki bu kızı Rock müzik grubuna sözüm ona solist olarak almışlar. Bana geldiğinde depresyon belirtileriyle geldi. Aşırı sinirli, gergin, neşesiz, keyifsiz, hiçbir kural tanımaz bir çocuk idi. Anne baba sözü dinlemek, büyüğü saymak diye bir şey yoktu bu genç kızda. Anne baba bu genç kızı iyi bir şeyler öğrensin diye evlerinin karşısındaki dairede oturan, üniversitede okuyan ve geleneksel yaşamı olan ablalara yollamışlar. Ama çocuk oradan kaçıp kötü arkadaşlarının yanına gitmiş. Ablalar da okul yaşantısı, iş güçten çocuğu gözlerinden kaçırmışlar. Gittiği satanist ortamda arkadaşları tarafından fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete uğramış. O genç kızla tedavi çalışmalarımızda çok iyi noktalara geldik. Şu anda iyi bir rehabilitasyon programından geçiyor.

Üzücü olan toplumumuzun geldiği bu karanlık dönem. Geçmiş dönemlerdeki karanlık devreleri hiç aratmayacak kadar zifiri karanlık bu dönemde bazen umutsuzluk her yanımızı sarıyor. Ancak biliyoruz ki gecenin en derin karanlığının hemen arkasını aydınlığın ilk ışıkları takip eder. Toplumumuz oldukça bozuldu. Bozuk olmak bir anlamda karanlık demek. Karanlık çok artınca ardından aydınlık geliyor. Karanlık o kadar çok arttı ki acaba aydınlık çok yakın mı diyesi geliyor insanın. O derece zifiri karanlıktan geçiyor toplumumuz. Eğitiminizi tamamlayamazsınız aydınlık gelince bir şey yapamazsınız. Zor dönemlerin altından güçlü eller kalkar. Bugün boşanmak sıradan bir iş haline geldi aileler için. Neden bu asırda böyle olumsuzluklar daha fazla ? Menfaat ve kişilik çatışmalarının en fazla olduğu asır. Kardeşin kardeşe en çok çatıştığı asır. Sancı olmadan doğum olmaz. Aydınlık öncesi karanlık olmalı ki doğum olsun. Karanlıktan eğitim alıyoruz. Bu dönemde kendi kendimizi de eğitmemiz gerekir. Senaryoyu iyi okuyan iyi artistir. Senaryo kendimizi iyi eğitmemiz gerektiğini söylüyor bizlere. Karanlık geceler, aydınlık geleceklerin habercisiyse eğer, üzülmemeli, umutla geleceğe hazırlanmalıyız.

Lokal bir problem mi var. Oradaki problemi düşünmeli. Sadece o problem üzerine yoğunlaşmalı. Çünkü aydınlık tek tek yağacak gökyüzünden. Aileler, anneler, babalar, çocuklar, gençler tek tek gelecekler aydınlık yola. Şair karanlık ve aydınlığı rüyasında görmüş. Bakınız nasıl dizelere döktürmüş.

Gördüm aydınlık geleceği rüyamda bir gece, Işıklar yağıyordu her tarafa sessizce... Ahenkle işleyen bir saat gibiydi isler; Bir bir silinip gitmisti asırlık teşvişler... Ve herkes birbirine yürekten bakıyordu; Somaki musluktan kevserler akıyordu. Tertemiz çehreleri ile geçerken öğretmenler, Ümitlerimize bir bir fer salıp geçtiler. Yeni bir dünya kuruluyordu; harıl harıl... Her taraf gökle yarışır gibi... pırıl pırıl ! Geçtikçe tekmil bu şimsek bakışlı yiğitler, Anladım; muştusu verilen zamanmış meğer. Civanlar gördüm yüzlerinde gariplik rengi, Hükmettım kı bunlar,o ilk öğretmenlerin dengi. Dolaştım her tarafı usanmadan,bezmeden; Ziya ıçenlere erdim bir ulu çesmeden... Şükranla gerilip gezenler vardı kolkola.. Sonra teker teker ulaştı herkes AYDINLIK YOL'a...

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. anne babadan eğitimcilere kadar çocuklarla çok yakından ilgilenmemiz gerekiyor.herkeste bir adam sendecilik almış başını gidiyor.eskiden ana babamızdan ne gördüysek,şimdiki zamanla harmanlayıp,çocuklara öğretmemiz gerekir.çevremizdekilerin rahatlığına bakıp herkesin çocuğu öyle yapıyor dememeliyiz.ben mümkün olguğu kadar yapmamaya çalışıyorum.eğitimciler de fazla uğraşmıyor.deniz yıldızı misali ne kadar çocuğu doğru yetiştirebilirsek,ne mutlu bize.

    YanıtlaSil